Yeni Orhun Abecesi ile Atatürk`ün yazdığı şiiri “HAKİKAT”


Atatürk`ün yazdığı şiiri“HAKİKAT”

Atatürk’ün yazdıkları, sanatçı ve sanata verdiği destek, açtırdığı sanat okulları yanında, hedeflerine ulaşırken sanatçıları da bu hedeflere ortak etmesi, onun sanatçı kişiliğinin bir parçasıdır.



Hakikat

Gafil! Hangi üç asır, hangi on asır

Tuna ezelden Türk diyarıdır

Bilinen tarihler söylememiş bunu

Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak !

Dinleyin sesini doğan tarihin

Aydınlıkta karartı, karartıda şafak

Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.

Asya’nın ortasında Oğuz oğulları

Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları

Doğudan çıkan biz, batıda yine biz

Nerde olsa nerede olsa kendimizi biliriz

Hep insanlar kendilerini bilseler

Bilinir o zaman ki, hep biliriz.

Türk sadece bir milletin adı değildir

Türk bütün adamların birliğidir

Ey birbirine diş bileyen yığınlar

Ey yığın yığın insan gafletleri

Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,

Hakikat nerede?



Sanatçı; her ne kadar yeniyi bulmayı, olmayanı sunmayı, duygularını dile getirmeyi amaçlasa da, içinde bulunduğu duruma da, sanatını araç olarak kullanıp tepki göstermeyi, sanatının doğal sonucu kabul eder. Bu bağlamda Atatürk, “Hakikat” şiiriyle bile, sanatçı kişiliğe sahiptir. 1897’de yazdığı bu şiir, belki de Türk Tarih Kurumu’nu kurmasına, Türk Tarih Tezi’ni oluşturmasına önemli bir katkı sağlamıştır.

Güzel söz söyleme ve güzel konuşmada sanat arasında yer alır. Atatürk’ün savaş alanlarında verdiği emirleri dahi özenle ve duyarlılıkla seçtiği hepimizin bildiği bir gerçektir. Bir emir düşünün ki “Cephaneniz yoksa, süngünüz var! Sizden taarruz değil, ölmenizi istiyorum”kadar veciz olsun. En kızgın olduğunda söylediği en ağır söze bakalım; “Şaşarım akl-ı perişanına, ahmak..”. İzmir suikasti dolayısıyla 10 Haziran 1926’da Anadolu ajansı muhabirine söylediği ve Cumhuriyete olan inancını dile getirdiği “Benim naçiz vücudum bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” sözü, unutulmayacak özdeyişler arasında yerini almıştır.